SAĞLIK HUKUKU VE ÖNEMLİ KAVRAMLAR
- Metehan YARAN
- 16 Şub 2022
- 3 dakikada okunur
Hukuk ortaya çıktığı ilk andan beri hayatı konu almış, sadece hayatı düzenlemekle kalmamış aynı zamanda ondan beslenmiştir. Yeni kavramlar yeni buluşlar ve yeni icatlar ortaya çıktıkça, hukuk da kendini geliştirmiştir.
Günümüzde hukuk çok farklı dallara ayrılmakta ve her geçen gün kendisine yeni detaylar kazandırmaktadır. Bu da ;Yeni alanlar, yeni bilgiler ve yapılması gereken yeni araştırmalar; bilinmesi gereken daha fazla mevzuat, hakim olunması gereken daha çok konu anlamına gelmektedir.
Bu yazıda sağlık hukukundan bahsederken sağlık hukukunun en çok bilinmesi gereken, yargılama süreçlerini doğrudan etkileyen; malpraktis, komplikasyon, aydınlatılmış onam ve rıza kavramları üzerinde durulacaktır.
Öncelikle komplikasyon ve malpraktis kavramlarını açıklamak daha doğru olacaktır.
KOMPLİKASYON;
Komplikasyon, tıbbi uygulama esnasında veya sonrasında ortaya çıkabilen; öngörülemeyen, öngörülebilse bile önlenemeyen durumlardır. Burada önemli nokta hekimin herhangi bir kusuru, ihmali veya hatası olmamasıdır. Tekrar belirtmekte fayda olacaktır ki tanımdan da anlaşılacağı üzere komplikasyon sadece operasyon esnasında değil sonrasında da ortaya çıkabilir.
Hekimin ve hastane’nin sorumluluklarının, komplikasyon varlığı nedeniyle ortadan kalkması için, hekimin ve hastane'nin gerekli dikkat ve özeni göstermiş olması, buna rağmen hasta nın "zarar görmesi" gerekmektedir. Ayrıca ; her ne kadar kusurun, ihmalin ve hatanın olmamasından bahsetsekte, komplikasyonun varlığı da tek başına sorumluluktan kurtulmak için yeterli değildir. Bu noktada “komplikasyon yönetimi” kavramı karşımıza çıkacaktır. Komplikasyon yönetimi değerlendirmesinde şu hususlara dikkat edilir;
⦁ Komplikasyon ne zaman fark edildi?
⦁ Komplikasyon kim tarafından fark edildi?
⦁ Komplikasyon neden ortaya çıktı?
⦁ Komplikasyona kim müdahale etti?
⦁ Komplikasyona nasıl müdahale edildi?
Yani özetlemek gerekirse komplikasyonun varlığı nedeniyle hastane ve hekimin sorumluluğunun kalkması için, hastane ve hekimin gerekli dikkat ve özeni göstermiş olması ve komplikasyon yönetimini başarılı bir şekilde gerçekleştirmiş olmaları gerekmektedir
MALPRAKTİS;
En temel anlamıyla, hekimin tıbbi uygulama hatası anlamına gelmektedir. Hekim bilgisizlik ilgisizlik, tecrübesizlik nedeniyle yanlış teşhis, yanlış tedavi veya hatalı tıbbi operasyon uygularsa burada malpraktis meydana gelir.
“Türk Tabipler birliği hekimlik meslek etiği kuralları madde 13 “Bilgisizlik, deneyimsizlik ya da ilgisizlik nedeniyle bir hastanın zarar görmesi "hekimliğin kötü uygulaması anlamına gelir “şeklinde belirtmiştir.
Malpraktis kusura dayalı bir sorumluluk şeklidir. Genel olarak Hekimin sorumluluğu tecrübeli bir uzman hekim sorumluluğudur fakat somut olaya göre örneğin bir profesörden beklenilen bilgi birikimi, tecrübe veya uygulama yöntemi ile uzman hekimden beklenen bilgi birikimi, tecrübe ve uygulama yöntemi aynı olmayacaktır.
Hekimin özen yükümlülüğü ve kusur biçimi 3 şekilde karşımıza çıkabilir.
⦁ 1) Tanı, tedavi , tıbbi uygulama, cerrahi girişimin seçimi ve uygulanması(uygulama kusuru)
⦁ 2) Hastanın aydınlatılması ve onamının alınması (aydınlatma kusuru)
⦁ 3) Hastane- klinik organizasyonu (organizasyon kusuru)
Burada önemle belirtmek gerekir ki, genel kanı'nın aksine malpraktis sadece operasyon esnasında meydana gelen bir durum değildir. Yukarıda görüleceği üzere operasyondan öncesinde tanı,teşhis aşamasında ve operasyon sonrasında bakım ve tedavi aşamalarında da malpraktis meydana gelebilir.
Şimdiye kadar komplikasyon ve malpraktis kavramlarını birbirinden ayıran en önemli noktanın "kusur" olduğunu görmekteyiz meydana gelen zararda kusur var ise malpraktise yönelik kusur yok ise komplikasyona yönelik olarak inceleme yapmak gerekecektir.
Sağlık hukukunda komplikasyon ve malpraktis kavramlarının yanında en az bunlar kadar önem arz eden bir husus daha mevcuttur;
Aydınlatılmış onam ve Rıza kavramları.
En basit haliyle bu ilişki şu şekilde ortaya çıkmaktadır; hekimin hastaya maruz kalacağı işlemi, tedaviyi, süreci, yan etkileri, operasyonu; bunları kimlerin, nasıl yapacağını vb konuları hastaya anlatması aydınlatma işlemidir. Hasta tüm bu bilgileri değerlendirir ve eğer rıza gösterirse, hekim hastanın aydınlatılmış rızasını almış olur.
Aydınlatma işlemi nin geçerli ve hukuka uygun olması için bir takım koşulları sağlaması gerekmektedir.
⦁ Aydınlatma bizzat hekim tarafından yapılmalıdır.
⦁ Aydınlatma matbu olmamalı her hasta için ayrıca yapılmalıdır.
⦁ Aydınlatmada hekim, hastanın sosyal - kültürel düzeyi ve eğitim seviyesine dikkat etmeli ve hastanın anlayabileceği düzeyde bir aydınlatma yapmalıdır.
⦁ Hastanın durumunun “kritikliği” veya yapılacak “operasyonun ağırlığı” arttıkça yapılacak olan değerlendirmede muhtemel komplikasyonlar ve olası sonuçlar detaylıca anlatılmalı.
⦁ Tüm bunlar doğru şekilde yapıldıktan sonra hastaya özgür iradesiyle düşünmesi için makul bir süre tanınmalı
Burada uygulamada en çok gözden kaçırılan noktalardan birine dikkat çekmek gerekirse; Bu form bir sorumsuzluk anlaşması değildir. Formun amacı hastaya okumadığı anlamadığı bir belge imzalatmak değil hastanın maruz kalacağı işlem, operasyon ve süreci bilerek, kendi tedavi sürecinde neleri göze alabileceğine karar vermesidir. Maalesef uygulamada hekimlerimiz hasta yoğunluğu, yeterli zaman olmaması, konu ile ilgili açıklama yapacak muhatap bulamaması, muhatabını bulsa bile anlattığı kişinin gerçek anlamda hekimi anlamaması gibi nedenlerle, aydınlatılmış onamın çoğu zaman hastaya sadece bir kağıt imzalatmaktan öteye geçemediğini görmekteyiz. Oysa ki aydınlatılmış onam son derece hayati bir kavramdır. Şöyle ki, komplikasyon var olması durumunda bile hekimin sorumluluğunun ortadan kalkması için onam yükümlülüğünün de doğru ve eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekmektedir.
Yargıtay ve Danıştay kararları doğrultusunda, sorumluluk açısından da kısa bir inceleme yapmak gerekirse;
Malpraktisten bahsederken “kusura dayalı sorumluluk” ifadesini kullanmıştık. Yargı kararlarına baktığımızda eskiden kullanılan “ağır hizmet kusuru” ifadesinin terk edildiğini ve artık “hizmet kusuru’ nun “sorumluluk açısından yeterli kabul edildiğini görmekteyiz.
Toparlayacak olursak sağlık hukuku yapısı gereği borçlar hukuku ve tazminat hukuku ile iç içedir, fakat belirtmiş olduğumuz komplikasyon, malpraktis, aydınlatma ve onam kavramları ve sorumluluk için aranan kusur derecesi bilinmeden sağlık hukuku ile ilgili somut bir olayı çözmek mümkün olmayacaktır.
Av. Ahmet Mert ÖZSEZGİNLER

Comments